Kim bunu ilim zannederse, bu başlı başına ilimdir, dolayısıyla ilim, âlimin ilminde eksik olarak anlatılır, yani bu engel olmasaydı algılayacağı birçok şeyden idrak ondan alıkonulur. kör, sağır veya başka bir şey olmuş olsaydı, ilimler yüceltilmez ve alçaltılmazdı.Bundan dolayı bilindiğine göre, kişi eğer bunlarla vasıflandırılırsa ruhu arınır ve derecesi yükselir.Bunların en yükseği Allah ilminin derecesidir, Allah ilminin en üstün yolu tecelli ilmidir ve onun altında da görme ilmidir. Görmeden başka hiçbir şey ilahî bilgi değildir. Aksine bunlar ilimler değil, yaratılışın geneline olan inançlardır ve bu ilimler Allah'ın emrettiği şeylerdir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) daha fazlasını istedi. Cenab-ı Hak şöyle buyurmuştur: "Kur'an sana vahyedilmeden önce Kur'an'ı okumakta acele etme ve 'Rabbim, benim ilmimi artır' de, yani sözlerinden beni artır ki senin hakkındaki ilmimi arttıralım. işte ilim, vahyi yavaş yavaş getirme ve daha önce kendisine getiren hocaya nezaket gösterme şerefiyle ilmi artırmıştır.” Rabbi ve bu sebeple şu ayeti ilave ederek şöyle buyurmuştur: “Ve yüzler, Ebediyye’ye tevazu sahibi oldu. O, tecelli ilimlerini istiyordu ve tecelli, lezzet ilimleri olan ilimlere ulaşmanın en şerefli yoludur.
[ İlim: çoğalması ve çoğalması ]
Ve bilin ki, Allah'ın izniyle yine zikredeceğimiz bir çoğalma ve azalma kapısı daha vardır, o da şudur: Tanrı, hem görünen hem de gizli olan her şey için ve her şeyin arasında insan ruhunu yarattı. Not