Bu bilgiler düşünce ve değerlendirmenin sonucu olsaydı, insan en kısa süre ile sınırlı olurdu, ama bunlar kulun ve onun salih ruhlarının kalbine sırayla akan, onların üzerine inen Yüce Hakikat'in kaynaklarıdır. Kendisinden gelen rahmeti ve O'ndan gelen ilim ile gayb âlemini. Kalıcılık ya cehaleti kabul eder, ya ilmi kabul eder. Kalbinin aynasını ve onun berraklığını hazırlar, hazırlar ve arındırırsa, hediye bahşedilir. O, kendisine kalıcı olarak ulaşacak ve bu kavranılır kürenin genişliği ve hissedilir kürenin darlığı nedeniyle zaman içinde sınırlayamadığı şeyi bir anda elde edecektir.Peki, akla uygun bir sonu ve varış yeri olmayan bir şey nasıl yok olabilir? Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e verdiği emirde "Rabbim ilmimi artır" de. O'na hamd etme arzusu artar, dolayısıyla O'na sonsuz ve kesintisiz hamd etmenin yanı sıra artar. Bunun üzerine O, ondan artış istedi ve o, hiç kimsenin ulaşamadığı ilim ve sırları ve zikrettiğimiz şeyleri destekleyen şeylerden elde etti. Başka hiçbir şeyden değil , tevhid ilminin arttırılmasını emretmişken, Allah'ın salat ve selamı üzerine olsun, yemek yerken şöyle derdi: "Allah'ım, onu bize bereketli kıl ve bizi ondan daha hayırlısıyla doyur." Süt içtiğinde ise, "Allah'ım, onu bize bereketle ve bize daha fazlasını ver " derdi. Çünkü o, artış istemeyi emretmişti. /p>