Sağlam teori ve ittifak ehlinin ittifakına göre O, görülmeyeni de, görüleni de bilendir, dolayısıyla onların ortak koştuklarından münezzehtir. O, dilediğini yapandır, dolayısıyla O, O'dur. Arzu edendir. Onlar yer ve gök âleminde bulunurlar. O dileyene kadar kudreti hiçbir şeye bağlı değildi, nasıl ki bunu bilene kadar dilememişse, akılla mümkün değildir.[ Cairo baskısının 37. sayfası] bilmediğini istemek ya da o eylemden vazgeçebilen seçilmiş kişinin istemediği şeyi yapması gibi, tıpkı bu gerçeklerin soyunun, olmayan bir varlıkta var olması imkânsız olduğu gibi. Nasıl ki sıfatların, tanımladıkları bir varlık olmadan var olmaları mümkün değilse, itaat de yoktur, isyan da yoktur, kazanç da yoktur, kayıp da yoktur, köle de yoktur, sıcaklık da yoktur, soğuk da yoktur, sıcaklık da yoktur, hayat da yoktur. ne ölüm, ne varış, ne kayıp, ne gündüz, ne gece, ne ekinoks, ne eğim, ne kara, ne deniz, ne diplopi, ne akor, ne madde, ne kaza, ne sağlık, ne hastalık, ne sevinç, ne dinlenme, ne ruh, ne hayalet, ne karanlık, ne ışık, ne yeryüzü, ne gökyüzü, ne kompozisyon, ne analiz, ne çok, ne az, ne sabah, ne ikindi, ne beyaz, ne siyah, ne uyku, ne uyku, ne görünür ne gizli, ne hareketli, ne hareketsiz, ne kuru, ne ıslak, ne kabuklu, ne hamurlu, ne de bu zıt, farklı ve benzer oranlardan herhangi biri. Ancak Cenab-ı Hakk için kastedilmiştir, nasıl olur da olmaz. Onu yaratırken O'nun için mi tasarlamıştı? Peki Seçilmiş Kişi, istemediği bir şeyi nasıl yaratabilir?