[#] - | The beginning of the poem | Its position |
241 | Her parçayı kardeşlerinden sonsuza dek ayıran bir hükmü vardır. | Page 726 From part first |
242 | Ve Allah ilmi, Allah ilminin nefsi ve unutkanlara atfedilen sıfatların tasdik edilmesidir. | Page 728 From part first |
243 | Şeylere yönelirse iradesi *** “Ol” diyen birinin evrenini düşündüm ve onlar | Page 729 From part first |
244 | Ben Allah'tan başka bir şey değilim, O da benim dersem, o cahildir | Page 740 From part first |
245 | Anavatanında kıskançlığın göndericisi *** kardeşlerimden Mustafa'dır | Page 743 From part first |
246 | Ağır yük paylaştırılırsa yaratılışın boyunları hafifletilir | Page 744 From part first |
247 | (Her taraftan insanlar onlara hac yapıyor) *** Kulun Hac yaptığını, fakat kulun Hac yapmadığını söylüyorlar. | Page 745 From part first |
248 | Eğer Allah'a inanırsam Allah'ı bilmek dinimdir, göz cehaleti ise imanım ve tevhidimdir. | Page 751 From part first |
249 | Tanık olduğumda gördüğüm her sahnede coşku imgesi ile tanım arası bir şey var | Page 751 From part first |
250 | Çıbanlarımda gördüm*** ve bunun sıkıntılı bir hastalık olduğunu söyledim | Page 752 From part first |
251 | Bu olayı gördüm *** Her bilimin bir üniversitesi vardır | Page 752 From part first |
252 | Bazıları benim için yeryüzünde enkarne oldu, bazıları da havada enkarne oldu | Page 755 From part first |
253 | Ey Davut, Seçilmiş Kişi'nin ülkesinde onur ve adaleti kazandım | Page 759 From part first |
254 | Allah'ın melekleri bize bazı haberler vermek için geldiler | Page 2 From part second |
255 | Sanki kuşlar başlarının üstündedir *** Haksızlık korkusu değil, hürmet korkusu | Page 12 From part second |
256 | Zira her gayb onlar için bir şahitliktir, her hal ise onlar için bir ibadettir | Page 15 From part second |
257 | Tanrı'nın dünyayı tek bir yerde uzlaştırması gerekli değildir. | Page 15 From part second |
258 | Gecemin ne kadar süreceğini bilmiyorum, bunu konuşan biri bunu nereden biliyor? | Page 15 From part second |
259 | Ne zamana kadar otlatmayacaksınız *** ve ne kadar süreyle ve ne kadar süreyle otlatmayacaksınız? | Page 17 From part second |
260 | Layla'nın sırrını soruyordu ve *** Layla'dan hiçbir kesinlik duymadan ona körü körüne yanıt verdi. | Page 20 From part second |
261 | Ruhun yolu bana nüfuz etti *** ve bu yüzden arkadaşa Halil denildi | Page 22 From part second |
262 | Ey Ud'un Efendisi, şarkı söylemeyi al ve söylediği şeyi sesinden uzaklaştır | Page 32 From part second |
263 | Uykuda iken tevbe edenden başkası tevbeye erişememiştir. | Page 32 From part second |
264 | Geçmişte sevgi ehli hakkında endişelenenler onlardır. | Page 38 From part second |
265 | Eğlenceli *** kırmızı mahsul, su ve ağaç olmayan civcivlere ne diyorsunuz? | Page 45 From part second |
266 | O olmasaydı biz olmazdık, biz olmasaydık onlar da olmazdı | Page 45 From part second |
267 | Yüzümüze, gözümüze konuşun *** Biz susuyoruz, tutku konuşuyor | Page 46 From part second |
268 | Aramızdaki tutku, dilsiz, güzel ve hoş sohbeti doğurur | Page 46 From part second |
269 | Köle bir mülktür, çünkü *** her durumda ne denirse o şekilde adlandırılabilir. | Page 55 From part second |
270 | Ben sadece korktuğum şeyden korkuyorum.*** Eğer gelirse korkmama gerek yok | Page 59 From part second |