[#] - | The beginning of the poem | Its position |
151 | Çeyizle, fa'al ile, fa'alah *** ve fa'alah ile en küçük sayıyı çoğullaştırır | Page 301 From part first |
152 | Kıyamet ile dünya arasında duvar bulunan *** dereceli berzahları gören kimse | Page 304 From part first |
153 | Sevgilim ortaya çıksa, onu hangi gözle görsem | Page 305 From part first |
154 | Miraç günü elli bin yaşındadır *** her uykudan kendisiyle ve çağıyla uçup gider. | Page 307 From part first |
155 | Astrolog da doktor da iddia etti *** Nesne göndermeyin dedim size | Page 312 From part first |
156 | Cennetin somut katları evlere ve onları arayan amellere bölünmüştü. | Page 317 From part first |
157 | Cennetin dereceleri amel ve ihtisas arasında bölünmüştür | Page 322 From part first |
158 | Umutlarım gerçekleşirse en güzel dilekler olur, aksi takdirde onlarla müreffeh bir dönem yaşarız. | Page 322 From part first |
159 | Muhterem, muhteremden hürmet talebinde bulundu *** fakat muhterem hürmet görmeyi reddetti | Page 322 From part first |
160 | Allah, kendisinden başka ilah olmadığına her zaman şahit olmuştur. | Page 325 From part first |
161 | İçgörü saflığın sırrını açıkça görüyor *** uyanık ve zeki olanlar için kolay | Page 329 From part first |
162 | Eğer benden hoşnutsuz olduysan, benim elbisem senin elbisenin arasından kaysın. | Page 331 From part first |
163 | Ve her aşamada benim eksiğimi belirten bir ayet *** var | Page 331 From part first |
164 | Ey uyuyan, ne zamandır çağrıldığın sırada uyuyorsun, dikkat et. | Page 355 From part first |
165 | Varlık, gözlemcisi için dalgalanmasıyla, yazıtıyla ve mürekkebiyle tuhaftır | Page 366 From part first |
166 | O bizim padişahımızdı, onun haberine bakın *** çünkü haberle birlikte onunla ilgili bir haber | Page 366 From part first |
167 | Bir kişi yalnızca aşağılandığından, kötü alışkanlığından veya görgü eksikliğinden dolayı yalan söyler | Page 368 From part first |
168 | Ta ki O'nun yüzünün pembe yüzü göze görünene kadar ve Tanrı için bu, bundan başka bir şey değildi. | Page 375 From part first |
169 | Gerçek tutku ve temiz hava *** Onlarla refahım imkansız | Page 379 From part first |
170 | Eğer benden hoşnutsuz olduysan, benim elbisem senin elbisenin arasından kaysın. | Page 383 From part first |
171 | Kaç ibadet edenin mihrabını görmekten, emek vermekten ve ıstırap çekmekten başka ibadeti yoktur | Page 386 From part first |
172 | Söyle bana, söyle bana Tanrı ve ne yapacağım konusunda kafam karıştı | Page 397 From part first |
173 | Vallahi, eğer Allah olmasaydı ne hidayet ederdik, ne iman ederdik, ne de dua ederdik. | Page 406 From part first |
174 | Senin elbiseni kısaltman gerçekten daha temiz, daha kalıcı ve daha takvalıdır | Page 416 From part first |
175 | Kalusî üzengiyi kırarsa soğuk kanlı olur ve acı acı ağlar. | Page 417 From part first |
176 | Onlar hakkında konuşuyorsun ve onları suçluyorsun, peki benim soruşturmamda sorun ne, söyle bana ne diyeceğim | Page 435 From part first |
177 | Ve her şeyde onun bir olduğunu gösteren bir *** işareti vardır | Page 460 From part first |
178 | Sirkiniz, insanların oturduğu ve kalelerin uçtuğu bir gemi sirkine benziyor | Page 461 From part first |
179 | Ve kurbandan hediye olarak kusurlu bir ruh sunulur.*** Yakınlık aramak için kusurlu yaratılmış var mı? | Page 467 From part first |
180 | Ve her şeyde onun bir olduğunu gösteren bir *** işareti vardır | Page 471 From part first |