| [#] - | The beginning of the poem | Its position |
| 811 | Bakanın imamı fakir *** ve varoluşun yörüngesi onların etrafında dönüyor | Page 327 From part third |
| 812 | Ancak evliyaların mührü şehittir*** ve âlemlerin atanmış imamı da merhumdur. | Page 328 From part third |
| 813 | O halde Allah'tan başkası yoktur, O'ndan başkası yoktur *** ve varlığı gören herkes onu görür | Page 329 From part third |
| 814 | Sana nasihat ediyorum, beni varlığımdan ve tanıkların doğrulama kuralından kurtar. | Page 331 From part third |
| 815 | Görüntülerdeki değişim *** hegemonun habere ilişkin açıklaması | Page 331 From part third |
| 816 | İbn Muthanna'nın kulübesi *** anlam kazandı | Page 339 From part third |
| 817 | Güven nedenleri saptar*** ve kilitleri ve kapıları açar | Page 340 From part third |
| 818 | Allah'ın, kulunu en yakın mabedden en uzak mescide kadar esaret altına aldığını görmedin mi? | Page 343 From part third |
| 819 | Sendeki delilim rengimdir *** ve senden gelen bu bana yeter | Page 344 From part third |
| 820 | O halde kainatların Rabbine, kainatların Rabbine misal verme. | Page 345 From part third |
| 821 | Mükemmellik, kendi varlığından başka bir şey değildir ve onu özleyen mükemmel değildir | Page 349 From part third |
| 822 | Her türden ve her türden bir ruhu öldürerek bir ruhu diriltmek *** | Page 352 From part third |
| 823 | Eğer sınıfta benim cinsiyetim dışında biri varsa*** arılar hakkında konuşma ayrıcalığım nerede? | Page 354 From part third |
| 824 | Allah’ın emri gelirse emreden emirdir *** ve bu da emir sahibinin birleşmesi olur | Page 355 From part third |
| 825 | Halkım benim *** dediğini söylediğinde dedim ki ne dedim ve bardaklar akmaya başladı | Page 360 From part third |
| 826 | İsimlerim bedenlenmişti ve çok sayıdaydım *** ve beni başka kimse görmedi ve ben görüyordum | Page 361 From part third |
| 827 | Yani ben bir tefeciydim ve dolayısıyla bir köleydim*** ve O'nun antlaşmayı indirdiği gibi ben de bir antlaşma indirdim | Page 363 From part third |
| 828 | Hakikatin hakikat tarafından söylendiği ve söylediklerimizin belli bir mesele olduğu ortaya çıktı. | Page 363 From part third |
| 829 | Evrende her şey sınırlıdır, bilimde olan ise mutlaktır | Page 363 From part third |
| 830 | Bizler O'nun varlığımızdan beslenen rızkıyız, tıpkı O'nun varlığımızın rızkı olduğu gibi. | Page 363 From part third |
| 831 | Zihin arzuların ürettiğini üretir, çünkü kaynağı arzudan gelir. | Page 365 From part third |
| 832 | Her şey, her şeyin şahitlerin gözünde olduğu gibi, varoluş halindedir *** | Page 369 From part third |
| 833 | Allah, idrak ve görme hakimiyetinden yüce olduğu gibi, düşünce ve bilgiyle*** tanımların da üstünde yücedir. | Page 371 From part third |
| 834 | Ne zaman evlilik veya ikiyüzlülük varsa, hacılara yöneliktir. | Page 371 From part third |
| 835 | Kim gerçeği gizler ve ifşa etmezse işte o, kâfir olan kimsedir. | Page 375 From part third |
| 836 | Onun ilim sahibi gözünden başka kimse yoktur ve ondan başka da görme sahibi kimse yoktur | Page 376 From part third |
| 837 | Hak sana apaçık belli oldu, yaratılış da sana apaçık belli oldu. | Page 378 From part third |
| 838 | Adaletsizlik nefislerin özelliklerinden biridir ve iffetli birini bulursanız belki de ona haksızlık edilmiyor demektir. | Page 381 From part third |
| 839 | Bana vicdanımdaki gerçeği söyledi *** Ben konularda insanlardan habersiz değilim | Page 382 From part third |
| 840 | Her kulun*** kulluğu geçerliyse, onun varlıktaki hükümdarlığı da geçerlidir | Page 384 From part third |