Zamanlar ve farklı koşullar, dayandıkları ve ifade ettikleri ilkelerde farklılık gösterdiği sürece her biri arkadaşına inanır ve eğer hükümler farklıysa, o zaman kanunlar vahyedilir, hükümler vahyedilir ve Yüce Allah'ın dediği gibi hüküm, zamana ve duruma göreydi [Kahire baskısı, Sayfa 325]
Her biriniz için bir kanun ve yöntem yaptık, onlar da anlaştılar. Onların ilkelerinin hiçbirinde ihtilaf yoktur. Allah'tan gelen bu meşru peygamberlik politikalarında, kendi vizyonlarının gerektirdiği hikmetli politikalar açısından kendileriyle bilgelerin kurdukları arasında ayrım yaptılar ve bu işin tamamlandığını ve şüphesiz Allah'tan geldiğini biliyorlardı. Onlara gaybdan öğrettiklerini kabul etti, peygamberlere iman etti ve ilmini kendisine tavsiye etmeyen, nefsine uyan, nefsine önderlik eden, nefsini, kaderini ve kaderini bilmeyen kimseden başkasına tapmadı. Demek ki, şeriatın dünyada yerleşmesinin aslı ve sebebi, dünyanın iyiliğini arzulamak ve Allah hakkında, akla uygun gelmeyen, bilmediği şeyleri bilmekti, yani, akıl, görüş itibariyle ondan bağımsız değildir, dolayısıyla vahyedilmiştir.Bu ilim ile kitaplar nazil olmuş ve elçilerin ve peygamberlerin dilleri ile söylenmiştir, böylece bilgeler bilmişlerdir. o dönemde elçilerin onlar için tamamladığı şeyler olan Allah hakkındaki bilgileri azalmıştı.
[ Gerçek bilgeler Ve endişeli, tartışmacı ve konuşkandırlar ]
Akıllı insanlar derken konuşmacıları kastetmiyorum