Cenâb-ı Hakk'ın tek ilah olduğuna, ilâhlığında bir ikincilik olmaksızın, sahibinden ve evladından çok üstün olduğuna, sözü ve fiili şehadet etmektedir. Sahibi, ortağı olmayan, padişahsız, vezirsiz, yapıcı, yöneticisiz. O vardır. Kendiliğinden, kendisini yaratacak bir yaratıcı bulunmadan. Aksine, O'ndan başka her varlık, varlığında O'ndan yoksundur. Bütün âlem O'nda vardır ve yalnızca O, zat için varlıkla vasıflandırılmıştır. Hiçbir açıklık yoktur. O'nun varlığı ve varlığının sonu yoktur, daha ziyade kendi başına var olan mutlak, sınırsız bir varlıktır, önyargılı bir mahiyetle değil, dolayısıyla mekân ona mahsustur, ne tesadüfle, ne de kalması imkansızdır. bir cisimdir, yani yönü vardır ve buluşması yönlere ve bölgelere mukaddestir, kalplere ve gözlere görünür, dilerse düzlenir, arşı söylediği gibi ve manasındadır. Tıpkı Arş ve ondan başkası eşit yaratılmış olduğu, âhiret ve ilkin O'na ait olduğu, onun akledilir bir karşılığı olmadığı ve akıllarda işaret edilmediği gibi, zamanla sınırlı değildir ve o da değildir. Mekanla sınırlıdır. Aksine, vardı, yok ve olduğu gibidir. Yüce Allah'ı ve mekanı yarattı, zamanı yarattı ve "Ben tek diriyim" dedi. Korumayı arzuluyor. Olaylar kendisine gelse, yahut kendisinden sonra gelse, ya da onlardan önce meydana gelse, Cenab-ı Hakk'ın eseriyle sahip olmadığı hiçbir vasıf, yaratılmış varlıklara geri dönmez. Onun öyle olduğu ve yanında hiçbir şey olmadığı söyleniyor, çünkü öncesi ve sonrası zamanın biçimleridir.