Onun için, eğer terazisinin iki terazisi eşit olursa, o zaman onlar, Cehenneme ve Cennete bakarlar ve kendilerini iki evden birine götürecek şey üzerinde hiçbir tercihleri olmaz. Kıyamet gününde farzlardan arta kalan budur ve secdeye varırlar, sonra iyiliklerinin terazisi ağır gelir ve cennete girerler, halbuki onlar kötülükleriyle Cehenneme bakarlardı ve Sahip oldukları şeyler cennettir, salih amellerdendirler ve Allah'ın rahmetini görürler, bu yüzden imrenirler, açgözlülüklerinin sebebi de onların "Allah'tan başka ilah yoktur" kavminden olmalarıdır. Onu terazilerinde görürler ve bilirler ki, Allah zerre ağırlığına bile haksızlık etmez. Bir zerre bile avuçlardan birine düşse onunla birlikte sallanır. Çünkü onlar son derece ılımlıdırlar. Allah'ın cömertliği, adaleti ve "hayır" kelimesinin olması gerektiği, Allah'tan başka ilah yoktur, sahibine gösterilen özenin onları etkilediği görülmektedir. Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor: "Onların ve dünya halklarının arasında insanlar da vardır." Her birini işaretlerinden tanırlar." Ve cennet halkına şöyle seslendiler: "Selam size." Arzuladıkları halde oraya girmediler, tıpkı "Bir" harcandığı zaman, diye de seslendiler. Cehennem halkını görünce şöyle diyorlar: "Rabbimiz, bizi zalimlerle aynı kefeye koyma, burada haksızlık şirktir, başka bir şey değildir."
[Yer] Altıncı Ölüm Kurbanlığı
Göreceli de olsa ölüm
Allah onu kıyamet günü tuzlu koç şeklinde gösterecektir. "Ey Cennetlikler" diye seslenirler ve içerler. O da "Ey Cehennemlikler" diye seslenirler ve içerler. O vakit Cehennemde, onun ehli olanlardan başka kimse yoktur. İki gruba, "Bunu biliyor musunuz?" denilecek ve o, Cennet ile Cehennem arasındadır, "Bu ölümdür" diyecekler.